İnsana İyi Gelen Tavsiyeler- Anonim

Abdulkadir Ercan Demirtaş Uçan Balon1

Motive eden ifadeleri çok severiz. Paylaşırız. Etkisi geçene kadar bize iyi gelir umut ile bakarız geleceğe…

Sonra etkisi geçer ve unuturuz. İstedim ki buraya not düşüyüm hep elimin altında olsun.

İnternetten bana ulaştı. Okuyunca sevdim. Kime ait olduğunu bilemiyorum ama paylaşıyorum.

 

 

 

  • Suçluluk duygusundan uzaklaşın: Suçluluk hissetmenin kimseye bir faydası olmaz. Bir düşünün, suçluluk duygusu hangi problemleri çözebilir? Tek yapabileceği sizi üzüntüye hapsedip kendi kendinizi cezalandırmanıza neden olmak.
  • Kötü düşüncelerin gitmesine izin verin: Karamsar düşünceler ve kötücül bir tutum sizi yaptığınız her şeye nüfuz eden bir karanlığa hapseder. Karamsarlık tehlikeli bir yoldur. Düşüncelerimiz dünyamızı etkiler.
  • Kendinizi eleştirmekten vazgeçin: Çoğu zaman boynumuzdaki o ağrının nedeni yine kendimiziz. Kendimizi iyi niyetle eleştirmeye başlasak da zaman içinde sınırları aşarız. Özeleştiri, özgüvenimizi çürütmeye başlar. Bundan vazgeçin ve kendinize karşı kibar olmayı deneyin.
  • Önyargıları bir kenara bırakın: Önyargılar size olumsuz ve kızgın bir bakış açısı verir. Yeni bağlantılar kurmanızı engeller.
  • Takıntılarınızdan kurtulun: Hiçbir sebebi yokken, bir şeyi sadece yapmanız gerektiğini hissettiğiniz için mi yapıyorsunuz? Yaptıklarınız işe yaramaz olduğunu dürüstçe itiraf etme vakti geldi.
  • Başkalarının onayına ihtiyaç duymayın: Sık sık başkalarının onayına ihtiyaç duymak aslında özgüvenimizi ve özgünlüğümüzü tehdit eden bir çeşit zaaf, ilgiye muhtaç olma belirtisi.
  • Sizi sınırlayan düşüncelerin dışına çıkın: Sınırlarımızın çoğunu bizler, kendimiz koyarız. Hayat aslında keskin çizgiler çekmez. Sizi sınırladığını hissettiğiniz düşünceleri belirleyin ve onlardan olabildiğince çabuk kurtulun.
  • Kin tutmayın: Kin ve hırs kalbinizi yorar. Ne kadar uzun süre kin tutarsanız o kadar uzun süre acı çekersiniz. Araştırmalar kalp hastalıkları ile kin ve öfke gibi duygular arasında pozitif bir ilişki olduğunu gösteriyor.
  • Ertelemekten vazgeçin: Ertelemek bilinçaltınızın sizi engellemek ve önemli işlerinizi yapmanıza mani olmak için kullandığı bir taktiktir. Bunun farkında olun ve elinizdeki işin en azından ilk kısmını yapmak için çaba gösterin. Sonrası çorap söküğü gibi gelecektir, sonuçta zor olan kısmı işe başlamak.
  • Endişelerinizi kontrol etmeye çalışın: Kaygılar gelecekle ilgili belirsizlikler sebebiyle ortaya çıkar. Hoş olmayan durumlara dair beklentiler, gerçek olmayan, yalnızca kafamızın içinde yarattığımız düşünceler. Kendinize şunu sorun: “Düşüncelerimin gerçekte temeli var mı?”
  • Kalp kırıklıklarını aşmaya çalışın: Kalp kırıldığında iyileşmesi uzun zaman alır. Zihniniz aynı konularla meşgul oldukça kalbiniz kilit altında kalır. Kalbinizi kıranın aslında kaybettikleriniz değil, zihninizdeki kaybetme düşüncesi olduğunun farkına varın.
  • Kötü anıları unutun: Bazen geçmişte kalmış kötü anıları hatırlayıp üzülürüz. Anılar geçmişten gelen kırgınlıkları bugüne taşır. Geçmişi geçmişte bırakın. Abdulkadir Ercan Demirtaş Uçan Balon
  • İşe yaramayan şeyleri hayatınızdan çıkarın: Her türden eşyayla aramızda bir bağ kurarız. Bazen de hayatımızı işe yaramaz birçok eşyayla doldururuz. Hepsinden kurtulun ve yaşam alanınızı daha basit bir yere çevirin.
  • Çalıştığınız o kötü işten ayrılın: Etrafınızda saygısız ve karamsar insanlar varsa, oradan hemen uzaklaşın.
  • Geçmişe takılıp kalmayın: Hepimizin sıklıkla yaptığı bir hata geçmiş tecrübelerimizin bizi yanıltmasına izin vermek. Geleceğin, geçmişe benzeyeceğini düşünmek önümüze çıkan fırsatları kaçırmamıza neden olur.
  • Kendinizi mesleğiniz üzerinden tanımlamayın: Modern hayatın tehlikelerinden biri de kendimizi meslekler üzerinden tanımlamak. Mesleklerin rollere dönüşmesi bizleri bu rolün bir parçası gibi hissetmeye zorluyor. Gerçekte olduğumuz kişiden uzaklaşıyoruz.
  • Size zarar veren alışkanlıklarınızı bırakın: Bunlar sürekli tekrarlanan ve insanları üretkenlikten uzaklaştıran, engelleyici alışkanlıklardır. Çok fazla televizyon izlemek, aşırı yemek yemek veya uyuşturucu bağımlılığı olarak örneklendirilebilir.
  • Olayları kişiselleştirmeyin: İnsanların davranışlarını kişisel bir pencereden yorumladığımızda sık sık duygusal çöküşler yaşarız. Olayları kişisel almak incinmemize ve hayal kırıklığına uğramamıza neden olur. Hayata daha objektif bakmak önceliklerimize odaklanmamızı ve duygusal açıdan daha sağlıklı olmamızı sağlar.
  • Saatle yaşamaktan vazgeçin. Zaman, strese neden olan en önemli unsurlardan biri. Aslında zaman değil de bizim zamanı algılama biçimimiz buna neden olur. Bazen dinlenme vakitlerimizde bile zaman kavramının kölesi oluruz. Bu durum gerçek özgürlüğümüzü ve boşluk hissimizi yok eder. Zamanın sürekli farkında olmadan anları yaşamayı öğrenmek, herkes için özgürleştirici ve verimli olabilir.

Anonim

Yorum bırakın